1 Nisan 2023 Cumartesi

AMERİKAYI YENİDEN KEŞFETMİŞ OLABİLİRİM

    Hayatta karakterimizin doğuştan yaratıldığını düşünüyorum. Sonradan edinilen ve geliştirilen huylar her ne kadar karakterimizi dış dünyaya yansıtsa da temelde ata genlerden transfer edilen bütün özelliklerin kendini göstermesi için uygun anı beklediğini düşünüyorum. Asıl karakterimizi belirleyen bu özelliklerin veya bana göre daha doğru terimiyle dürtülerin ne zaman ortaya çıkacağını kestirmek güç. Örneğin gün içinde çok hoyrat,...

27 Eylül 2021 Pazartesi

KIYAMETİ İSTEYENLER

Son günlerde ne de çoğaldı kıyameti isteyenler!Kıyamet kopsa da artık insanlığın bu çilesi bitsin diyenler….İnsanlık tarihinin gelişmişlik düzeyi en yüksek toplumlarını ortaya çıkardık şu son yüzyılda. Dünyada ayak basmadığımız, keşfetmediğimiz yer yok örneğin. Oturduğumuz yerden neredeyse her işimizi halledebiliyor, herkese ulaşabiliyoruz. Her gün değişen bir hayatımız var artık. Oturduğumuz yerden ne çok tüketiyoruz…Ama bu kadar hızlı tüketime...

4 Mayıs 2021 Salı

YİNE Mİ KEDER!

Ne çok sıkıntı biriktiriyoruz bu günlerde! Hayat hep üstümüze üstümüze geliyor! Sabrımızı deniyor desek, çoktan bitti o!Hiç değişmeyen geçim sıkıntısı var mesela; omzumuzdan hiç inmeyen. Babam “kemer sıkma” politikası lafı geçince haberler gülerdi acı acı. “Daha nereye kadar sıkacağız bu kemeri biz yav?” diye masumca sorardı kendi kendine! Oysa ne kadar sıkarsan, o kadar küçülüyordu sanki bel çevresi. Kör boğaz değil mi, beş lokma versen...

30 Nisan 2021 Cuma

Montesquieu'dan

 “Yüksek dereceli memurların ön yargıları ulusun ön yargılarından kaynaklanır. Cehaletin hüküm sürdüğü bir çağda insanlar en büyük kötülükleri yaparken dahi hiçbir şüphe duymazlar.” Kanunların Ruhu Üzerine"Dünyada gördüğümüz bütün tesirlerin kör bir talihin eseri olduğunu söyleyenler çok saçma bir şey söylemişlerdir. Zira akıllı varlıkları meydana getirmiş kör bir talihten daha büyük bir saçmalık olabilir mi?" Kanunların Ruhu Üzerine"Oysa halkçı...

GORKİ'den

“Cahil insanlar öküz gibidir. Ya köle olurlar ya da mezbahayı boylar! Boyun eğmekten başka elinden bir şey gelmez.” Ekmeğimi Kazanırken"Belki gerçekten de herkese karşı iyiyim. Sadece bunu insanlara göstermek istemiyorum. Bunu insanlara göstermek doğru değil. Sonra tepene çıkarlar. Bataklıktaki kuru bir yaprak nasıl çiğnenirse, iyi olan insanları da öyle çiğner ve ezerler. Git bana bira getir.” Ekmeğimi Kazanırken"İnsanlar adamı deli eder kardeşim!...

26 Ağustos 2020 Çarşamba

BAŞIBOŞLUK VE DİYARBAKIRDAKİ TECAVÜZ

Meşhur bir görüş ve bu görüşü destekleyen bir söz var: “Geç gelen adalet, adalet değildir!” Diğer insanların fiil ve eylemleri ile bir zarara uğradığımızda, aynı hatta kat be kat daha fazla sıkıntıyı karşıdakinin de çekmesi için sabırsızlanıyoruz. İşlediği suçun cezasız kalmasına veya kanun eliyle temize çıkarılmasına tahammülümüz yok. Olmamalı da zaten! Gündelik geçim dertlerinin içinde tahammül eşiğimiz o kadar düştü ki, her an patlamaya hazır...

21 Ağustos 2020 Cuma

GOGOL - ÖLÜ CANLAR ÜZERİNE

 Rus edebiyatı insanın gözünü hep  korkutur. En azından benimkini çok korkuturdu. Devasa ciltler, uzun uzun anlatımlar, tasvirler, karamsarlık, hastalık ve bir de üstüne Rusya’nın soğuk kasvetli havasını düşünmek…. İçim üşürdü, yüzüm düşerdi her okumaya niyetlendiğimde. Diye diye kırk yaşında ancak cesaretimi toplayıp Dostoyevski ile başlayayım dedim. Bir de tabii en meşhuru “Suç ve Ceza”… Hiç yanılmamışım o yaşıma kadar. Daha ilk sayfalardan içime bir öküz oturdu sanki. Akmıyor kitap. Okuma yerimi değiştiriyorum olmuyor, yatıyorum...

ADEM ELMASI - KORONA

İnsanoğlu bu neyi ciddiye almış ki şimdiye kadar! Çektiğimiz bütün sıkıntıların sebebi zamanında olaylara müdahalede yetersiz kalışımız, önlem almayışımız, doğru-yanlış seçiminde mantığı değil de zevkimizi, rahatlığımızı düşünmemiz değil mi? “Yasak Elma” dan beri bu hep böyle geldi böyle de gidiyor. En çetin savaşların, en ölümcül salgınların, en yıkıcı depremlerin sebebi hep sadece bugünü düşünmemiz. Yıllardır süregelen deprem uyarılarına karşı...

19 Ağustos 2020 Çarşamba

RUHUNU ŞEYTANA, BEYNİNİ LİDERE SATMAK

Hiç tarzım değilDüşüncelerime ters olana körü körüne bağlanmak. Dayatılan düşünceyi körü körüne kabul etmek. Beynimi başkasının eline vermek. Sırf menfaatim olacak diye, ahlaken, vicdanen yozlaşmış, ideolojileri temelinden sarsılmış, düşünceleri fosilleşmiş bir grubun içinde olmak bana göre değil.Şükür ki daha da düşüncelerime uygun bir grup da bulamadım. Henüz saf ve çıkarsız insan ilişkilerini diline dolamayan,  pratikte de ne halt varsa yemeyen...

1 Haziran 2020 Pazartesi

ŞEYTANA UYMAK

Başım zonkluyordu. Sanırım yediğim o son yumruk bilincimi kaybetmeme sebep olmuştu. Kulağımda da bir sıcaklık hissediyordum. Kanıyordu muhtemelen!Ellerim masanın altına kelepçeliydi. Bileklerim acıyordu ve aynı pozisyonda durmaktan kollarım uyuşmuştu. Ne zamandır kendimde değildim? Nasıl görünüyorum? Sol taraftan herşeyi buğulu gördüğüme göre yumruğu sol gözümün üstüne yediğim kesindi! Hiç de iyi halde olmadığım belliydi!Elleri masanın...

30 Mayıs 2020 Cumartesi

KİMSE YATAĞA AÇ GİRMEYECEK

O gün hiç olmadığı kadar mutlu uyanmıştım oysa! Doğan güneş, öten kuşlar, sokaktaki sabah telaşı hiç olmadığı kadar olağan, dertsiz ve kasvetsizdi. İşyerimdeki bitmez tükenmez koşuşturmaca, asık suratlı ve sürekli emirler yağdıran patronlar, dedikodudan ve ayak oyunlarıyla sürekli bir düzenbazlık içinde olan arkadaşlar bile sıkmıyordu canımı. Sıkı bir kahvaltı, yataklarında uyuyan çocukları son bir öpüş, eşin yanağından alınan bir ufak...

17 Eylül 2019 Salı

KAFAMDAKİ CUMHURİYET

Aslında sorun hepimizin kafasında. İlk gençlik dönemlerinde bunun farkına varamasak da ilerleyen yaşla birlikte Cumhuriyetin ne büyük bir erdem olduğunu, yaşanılası, sevgi ve saygı dolu bir dünya için mutlak bir zorunluluk olduğunu daha net anlıyoruz. Çünkü elimizdekileri kaybetmenin acısını daha çok hissediyoruz o yaşlarda. Yavaş yavaş kayıp giden ömrümüz belki de tedirgin ediyor bizi. Cumhuriyet milli egemenliğin halka yayılmış yönetim...

22 Mayıs 2019 Çarşamba

ZULÜM İLE ABAD OLANIN...

Sen bizden değilsin diyerek ne kolay ötekileştirmek! Ayırmak, bozmak, parçalamak… Can acıtır! Yıkar! Dağıtır! Parçalar! Böler! Yok eder en sonunda! Toplumların en büyük yarasıdır bu bölünmüşlük düşüncesi ve bölünmüş toplumlar yok olmaya mahkumdur eninde sonunda. Sadece farklı düşünüyoruz, farklı giyiniyoruz ve farklı inanıyoruz diye insanlıktan çıkmadık ya! Oysa insan olanın eşitliği bastığı toprakta başlıyor. Toprak hiçbirimize...