22 Temmuz 2015 Çarşamba

ACIK SUSUN LO...


Kardeşlikten bahsediyorsunuz ama vatanı bölmeye çalışıyorsunuz…

Birlikten beraberlikten bahsediyorsunuz ama yıkmaya çalışıyorsunuz…

Sürekli ellerinizde silahlar karanlık pozlar veriyorsunuz. Daha seçimin ertesi gününde köy korucularına ‘defolup gidin’ diyorsunuz…

Siyasetin, diyologun öneminden bahsediyorsunuz, ama hep istiyorsunuz, bir kere olsun verme tarafında değilsiniz, teröre bir kere terör diyemiyorsunuz mesela…

Bu vatanın tüm sınırlarında görev yapan “askerimize” ağız ucuyla rahmet diliyor, yol kesip, araç yakıp, şantiye basıp, bebek öldüren koftiden gerillalarınıza methiyeler düzüyorsunuz…

Bir kurban bayramında “Kobane için direnin” diyorsunuz, ambulansları bile yakıyor yıkıyorsunuz ve  52 can alıyorsunuz. Oysa çoğunuz Kobane nere, rojova nere bilmiyorsunuz…

Dağdaki ağabeyleriniz “silahlanmalıyız, herkes silah almalı, her yere tüneller kazmalıyız” diyor, hemen sonrasında yumuşatarak bunu, “güvenliği artırmalıyız” diye bir kere de siz söylüyorsunuz ve çıkıp “ben silahlanma çağrısı yapmadım” diyorsunuz, yalan söylüyorsunuz.

Gençleri kandırıyorsunuz, gaza getiriyorsunuz, olmayacak hayaller sunuyorsunuz, sonra öldürüyorsunuz kendi elinizle, sonra “bunlar” öldürdü diyorsunuz. Yalan söylüyorsunuz. Anaları siz ağlatıyorsunuz…

Geçip kameralara yalan söyleyenlerin en bariz göstergesi, boncuk boncuk terli halinizle “gençler oyuncak götürüyorlardı, ne suçları vardı” diyorsunuz. Ama ölümden sonra diyorsunuz, onlar ölürken yanlarında olamıyorsunuz. Çünkü onların öleceklerini biliyorsunuz. Bunun için onların yanında olmuyorsunuz. Oysa siz çok seversiniz, bu tür gösterileri. Hazır kalabalık toplanmışken, hem de konu çalıştığınız yerden, Kobane ve Rojova'dan iken, sahi kuzum siz neden o gençlerin yanında değildiniz? Ölmelerini mi beklediniz?

Bak belki siz olsaydınız güvenlik daha sıkı olabilirdi mesela! Siz varsınız diye sizinkiler belki polise “bırakın, halk tedirgin oluyor, arama yapmayın, güvenliği biz sağlarız” demezlerdi mesela. Eni konu milletvekilisiniz ya, göze alamazlar kılınıza zarar gelmesini. Bir de yarın kayıtları izleriz, mutlu oluruz diye Amara Kültür Merkezinin kameraları kayıt yapardı. Gitseydiniz, ölmezdiniz ya! Belki onlar da ölmezdi…

Şimdi artık olan olduğuyla, ölen öldüğüyle kaldı. Katilin kim olduğu tespit edilse ne olacak edilmese ne? Onlarda toprakta, hain saldırıyla şehit olan askerimiz de toprakta, bugün Şanlıurfa Ceylanpınar da şehit edilen yine 2 polis, yarın toprağa girecekler. Fark nerde kalıyor?

Böyle ölümler olduğunda Siyasetin tepesindekiler konuşmasın, her kameraya, konuşmak zorunda olduğunu hissetmesin. Sonra gençler bişey var zannediyor. Kafalarına maske geçirip analarının bacılarının fistanını giyip savaş oyunu oynuyorlar, sonra bazı gençler ölüyor, sonra en acısı analar ağlıyor.

Yapmayın, acık susun lo…

Ahmet SAVAŞ-22.07.2015/ADANA




0 yorum:

Yorum Gönder