21 Ağustos 2020 Cuma

ADEM ELMASI - KORONA

İnsanoğlu bu neyi ciddiye almış ki şimdiye kadar!

Çektiğimiz bütün sıkıntıların sebebi zamanında olaylara müdahalede yetersiz kalışımız, önlem almayışımız, doğru-yanlış seçiminde mantığı değil de zevkimizi, rahatlığımızı düşünmemiz değil mi?

Yasak Elma” dan beri bu hep böyle geldi böyle de gidiyor. En çetin savaşların, en ölümcül salgınların, en yıkıcı depremlerin sebebi hep sadece bugünü düşünmemiz. Yıllardır süregelen deprem uyarılarına karşı ha bire dere yataklarına gökdelenler diken müteahhidinden tutun da, o binanın inşaatında çalışan ustanın yaptığı işe saygısının olmaması, o evlerde nice can kayıplarının yaşayacağını düşünmeden malzemeden çalması, işçilikten çalması sadece o anlık cebini, kendi kazancını, menfaatini düşünmesinden kaynaklanıyor.

Korona da böyle oldu! Maalesef!

Kamerayı görünce maskesini takanlar var haber bültenlerinde, kadrajdan çıkınca maske de çıkıyor. Akşam yürüyüşlerinde abartısız 25-30 tane maske yollara atılmış vaziyette sayıyorum örneğin. Atan hiç düşünmüyor, o anda sadece kendini koruduğunu sanıyor. Otobüs şoförü gözümün önünde maskesini çıkarıp solundaki camdan nazikçe yola bıraktı dün sabah mesela! Maske gezmeye çıktı yere düştükten sonra… onunla birlikte milyarlarca partikül, tükürük artığı, varsa korona virüsü de tabiii.

Neden maske takmıyorsunuz” diye mikrofon uzatılanlar, “nefes almakta zorlanıyorum“ diye cevap veriyorlar. O anlık rahatlığını düşünen ve nefesi rahat alıp verebilmek için ağzını burnunu kapatmayan bu gibiler virüs için açık hedef. Kendilerinde varsa, potansiyel mikrop oluyorlar bir anda… ve belki de ya kendilerinin ya da hiç tanımadıkları birinin, ilerleyen günlerde makineye bağlı olarak nefes almasına sebep olacaklar! Yere atarken ya da maskeleri gerektiği gibi takmayanların  o andaki rahatlıkları, o anlık zevkleri için ülkece faciaya doğru gidiyoruz. Ve hiç kimse vicdanen rahatsız da olmuyor.

Aksine hala inanmayanlar, maskenin koruduğunu düşünmeyenler, eli sürekli ağzında burnunda gezenler var. Hafife alanlar, hafife aldığı gibi kurallara bütünüyle uymaya çalışanları da rencide edici şekilde davrananlar var. Zorunlu olmasına rağmen, bunu bir zorunluluk değil de sağlık meselesi görmeyenler var. Zorunluluğu denetlemeye çıkan emniyet güçlerinden bile maskesi çenesinde gezenler var! Hep rahatlık, hep boş vermişlik, bana bir şey olmazcılık, bugünü düşünmek. Rahatından, keyfinden ödün vermemek var!

Adem’in tüm uyarı ve ikazlarına rağmen, korkusuna rağmen Havva’nın cilvesi ile elmayı yediği günden beri, dünya denen izbede hep Adem’i suçluyoruz. "O  elmayı yemeseydi şu an cennetteydik!..." Ama O’nun suçu olduğu kadar, tacizle, kandırmayla elmayı yediren daha suçlu değil mi?

Bu gün de aynı dert başımızda! İnanmayarak tedbirsiz, gevşek davranarak, kurallara uyanların da aklını çelen, “virüsün olduğuna ben inanmıyorum yeah” diye salak salak konuşanların, yarın ülkece sıkıntıya girdiğimizde, “maske takan yok ki abi” diyeceklerine adım gibi eminim…

Biz Ademoğulları böyleyiz işte!

Bir de işin okul boyutu var. Altı aydan beri eve kapanan bir nesil var. İletişimi kopuk, arkadaşlarını görmeyen, eğitimden eksik kalan çocuklar var. Bir süre daha uzatılırsa okulların açılmaması bir neslin sıkıntılı, buhranlı içine kapanık yetişmesini el birliği ile becermiş olacağız. O kurallara uymayanların ve bu önlem zincirinin zayıf halkalarının zaten okulu ve çocukları düşündüğü yok da, bari kendi çocuklarını görseler. Diğer tüm çocukları ve tedbirsiz davranarak tehlikeye soktuğu insanları entübe durumda göz önüne getirseler, onlar için koşuşturan sağlık çalışanlarına biraz merhamet etseler de insafa gelip kurallara uysalar.

Vatan millet sevgisi elde bayrak savurup, türkü şarkı söyleyerek yapılmıyor sadece. Kendi öz bilincimizle doğru yanlış arasında doğruyu tercih etmekle, konu komşuya saygılı olmakla, insanları sevmekle oluyor. Bunlar kişisel olarak gelişmemişse, en azından kurallara uymakla oluyor.

Takın artık şu maskelerinizi! 

21.08.2020/Adana

0 yorum:

Yorum Gönder