Meşhur bir görüş ve bu görüşü destekleyen bir söz var: “Geç gelen adalet, adalet değildir!”
Diğer insanların fiil ve
eylemleri ile bir zarara uğradığımızda, aynı hatta kat be kat daha fazla
sıkıntıyı karşıdakinin de çekmesi için sabırsızlanıyoruz. İşlediği suçun
cezasız kalmasına veya kanun eliyle temize çıkarılmasına tahammülümüz yok. Olmamalı
da zaten!
Gündelik geçim dertlerinin içinde
tahammül eşiğimiz o kadar düştü ki, her an patlamaya hazır bomba gibi
dolanıyoruz bu günlerde. İşsizlik, artan eğitimsizlik, giderek kronikleşen
sosyal medya düşkünlüğümüzden kaynaklı yalnızlığımız ve nihayet tüm korkularımıza
tuz biber olan salgın hastalık… Otobüste “niye
maske takmıyorsun” sorusu bile anında yumruklaşmaya dönüşebilen bir
kıvılcım. Kimsenin kimseyi olumsuz eleştiri özgürlüğü olmamasına, hepimizin
birer avukat, savcı olmamız, her konu hakkında yorum yapabilecek derecede
konuşma yeteneğimizin olması ama konuşmalarımızın boş olması, sürekli ötekine
berikine sokak ağzıyla küfür ediyor oluşumuz… Çıldırmak işten değil!
Tüm bu sıkıntıların arasında
kimileri var ki kendilerini her şeyi hak ediyor sanıyorlar. Menfaatleri için,
artık minimum insan olma ve saygı duyma gereğini geçtim, kanun ve kuralları
bile hiçe sayıyorlar. İçimizdeki hayvani güdülerin bu kadar açığa çıkması
normal mi? Günübirlik ve anlık zevkleri için bu insansı suretlerin aileleri
yıkması, çocukları rezil etmesi, hayatları karartması kabul edilebilir mi?
Elbette ki hayır!
Bunun için kanunun her
haksızlıkta dimdik mazlumun yanında olması gerekir. Arkamızda parti
başkanlarının, milletvekillerinin, meclis üyelerinin ya da partinin kim bilir
kaçıncı derece mahalle temsilcisinin olduğuna güvenmememiz gerekir. Burada bir düzeltme yapmam gerekiyor. Mazlum
ve haksızlığa uğrayanın zaten arkasında bu saydıklarım yok. Asıl zalim olanlar
sırtlarını bu gibi sıfatlarından güç aldıklarını zanneden “ufaklıklara” dayandıkları için zalimliklerine cesaret buluyorlar ve
devam ediyorlar.
Bu gibilerin sosyal medya
hesaplarına girin bakın; son derece iyi giyimli ve son derece lüks araçlarında
ilk bakışta gayet mantıklı, gayet insancıl ve gayet kabul edilebilir mesajları ile Cuma kutlamaları, adil bölüşme,
vatan millet, ezilmişlik, sömürü düzenine karşı koyuş ya da helal lokma paylaşımları
yaptıklarını görürsünüz. Takipçileri çok, beğenileri yüksek. Ama yakından
incelerseniz, günlük faaliyetleri ile yaşam tarzları ile paylaşımlarından çok
farklı bir profilleri var. Çok konuşuyorlar, çok biliyorlar, çok “dost” sahibiler, çok, çok, çok… Babamın
bir lafı geliyor aklıma “lafa yalan, mala
haram katmayınca çoğalmazmış”, gözünüzü boyamasın şaşaalı birkaç sosyal
medya fotoğrafı…
Konudan sapıyorum gitgide.
Zalimin eli kolu böyle çok uzun olunca, mazlumun sesi de kısılıyor, elindeki de
gidiyor. Adalet geç geliyor ve sadece “ilahi
adalete” teslim ediyoruz artık kendimizi… ya da işte hepimizin isyanı ortak
olduğu için toplanıp sosyal medyada “#tutuklansın”
etiketiyle paylaşım yapıyoruz ki adalet dağıtmakla görevli olanların acaba
vicdanlarına dokunabilir miyiz. Umutsuz vaka!
Son günlerde bir olay sürekli
gündemde. Diyarbakır’da bir tecavüz vakasının faili sosyal medya mesajlarının
yoğun baskısı sayesinde tutuklandı. Olay için adli tıp ve diğer delillerle “kesinlikle böyle bir fiil işlenmiştir”
hükmü sabitlenmişken, fail “kaçma şüphesi
olmadığı gerekçesiyle” serbest bırakıldı. Olayın bütün ayrıntısını
bilmememize rağmen sadece adli tıp incelemesine bile dayanarak failin kesin
hükme kadar gözaltında tutulması gerektiği kamu vicdanının istediği adalet! Ama
fail serbest! Adalet nereye gitti, ne zaman geri gelir, geç gelir mi, fail
suçluysa hak ettiği cezayı alır mı? Allah bilir!... İşte bak yine elimizden bir
şey gelmedi ve “ilahi adalet” dedik.
Bütün bu yaralamalar, içimizde
biriken,parası ve dayısı olanların gözümüze soka soka rahat yaşaması, kendi infazlarını
yapıyor olmaları, kendi kuralları için sahipsiz kesimi zorluyor olmaları ve
bizim, bu ülke vatandaşlarının artık içinin kaldırmıyor oluşu…
Daha çook bekler, daha çook mesaj
yazar, daha çook gündem oluşturmaya çalışırız… Biz gündemi yakalamaya
çalışırken başka başka cinayetler, tecavüzler, çocuk tacizleri, arsızlık,
hırsızlıklar işlenmeye devam ediyor.
Olsun birader! Bir hashtag de ( twitter de gündem oluşturan etiket) onlar için açarız…
26.08.2020 /Adana
0 yorum:
Yorum Gönder