4 Nisan 2017 Salı

NİSAN’DA ADANA’DA – BİRAZ EĞLENMEYİ HAKETMİYOR MUYUZ


Sanırım tüm dünya olarak insanlığımızdan utanmamız gereken yıllar bu yıllar!

Bir avuç dolar için bataklığa dönen Ortadoğu, bitmek tükenmek bilmeyen mezhep savaşları, Hilal ve Haç savaşına döndürülmeye çalışılan çatışmalar… Yorulduk hepimiz… Tükendik…

Öyle bir coğrafyanın ortasındayız ki “bana ne” diyemiyorsunuz çünkü hem millet olarak hem inanış açısından bağımız var! Olayların tam ortasına dalamıyorsunuz çünkü kimin dost kimin düşman olduğu belli değil, destekçi bulamıyorsunuz! Dost dedikleriniz arkanızdan vuruyor.

Öte yandan dış politika, siyaset derken içsel benliğimize ait sorunlarımızı bastırıyoruz hep. Maddi problemlerimiz, kaybolan komşuluklar, çocuk yaşlara inen tacizler, en aymaz haramilikler… Hepsi bir yerde, bir gün, birinin içinden patlayıp karşımıza toplumsal sorun olarak dikiliveriyor.

Halk olarak topluca terapiye ihtiyacımız olduğu aşikar… ve fırsat kapıda!

Nisan’da Adana’da” böyle bir terapidir benim gözümde. Bir şehrin tüm sakinleriyle birlikte, misafirleriyle gezmeye çıkmasıdır portakal çiçeği kokuları arasında. Renklerin cümbüşüdür. Bu renk ahenginde kalplerin kara kalması mümkün değildir. Çünkü gülmek, eğlenmek en büyük terapidir zira insan ruhunda. Hele de seninle birlikte ilaç gibi portakal çiçeği kokularını içine çeke çeke gülenler, eğlenenler varsa etrafında.

Korkumuzdan evlere, bilgisayar ve tabletlere hapsettiğimiz çocuklarımızı bu rengarenk dünyaya sokmamız ve onları eğlenirken görmemiz bile bizim kalbimizi yumuşatacaktır.

Bu sene tam üç güne çıkarılmış bir programla karnaval daha bir göz dolduruyor. Programı edinip cepte taşımak gerekiyor.

Nisan’da Adana zaten güzeldir. Mis gibi kokar! Ancak aylardır süregelen siyasi tartışmalar, hemen yanı başımızda ülke olarak çok büyük zararlar gördüğümüz ve hala devan eden savaş ve şehitlerimize ağladığımız sıkıntılı günlerden sonra; bir büyük halk oylamasından hemen önce gerilen sinir kat sayılarımızı yumuşatmak için güzel olan, iyi olan, bizi millet olarak birbirimize bağlayacak her türlü girişime, organizasyona öylesine ihtiyacımız var ki! Kaçırmayın bu fırsatı…

Ancak can sıkıcı bir durum var ki uyarmak gerekiyor. Ne kadar eğlenirsek eğlenelim insan olduğumuzu unutmayalım. Karnaval eğlence demektir zira kavga demek değildir. Her kalabalıkta olası sıkışmalar, sürtüşmeler olabilir, “önden buyur kardeşim” demesini bilelim. Hemen yumruklarımızı sıkıp kavgaya dalmayalım.

Üstümüzde biriken negatif elektriği atmak için güzel bir ortam yaratılmışken değerini bilelim. Nisan’da Adana’da Portakal Çiçeği Karnavalı tam da bu şehrin sıcaklığına, samimiyetine cuk diye otursun. Ve buradan yükselen renkler tüm ülkeyi kuşatsın, kuşatsın da Türkiye’m rahat bir nefes alsın artık. Her alanda pozitif gelişmişliğe bir vesile olsun. Sinerji olsun, hareket olsun, başarı olsun…


Aşk olsun!...

Yok Ben Sosyal Medyadan Takip Ederim Dersen Şöyle Alalım:

Yahu Sen Geçen Sene de Bir Yazı Yazmıştın Dersen Bu Taraftan Gel: http://monologya.blogspot.com.tr/2015/04/nisan-adana.html