22 Mart 2017 Çarşamba

YENİ BAHAR

Bir Nevruz daha kutlandı dün her yerde!

Herkes kendince kutladı, kendine mal etti sevinci yine. Ortak olamadık söylemlerde. Hoparlörlerden yayılan cızırtılı kardeşlik lafları ancak cızırdadı ve bitti. Kürsüye çıkanlar bahardan, neşeden, birlikten ve kardeşlikten bahsetti ama o anda uçtu gitti laflar…

Oysa inandıkları ve güvendikleri hamilerinin kendi başlarına çorap öldüğünü bir türlü fark edemeyen bu zavallılar, halkları da kendi nefretlerine ortak ediyorlar. Nasıl ki Afganistan’da, Afrika’da, Irak’ta batının eli değdikten sonra ne çiçek kalmıştır, ne böcek, ne bahar… göremiyorlar gerçeği, hala kara kaş kara gözleri için Amerika’nın kendilerini desteklediğini sanıyorlar.

Oysa bir ayrışırsak, bir bölünürsek ne büyük felaket olacağını düşünemiyorlar mı?

Eline mikrofonu geçiren kardeşlik nutukları atıyor ama sonra gidip kardeşinin elini sıkacağına, düşmanın eline bakıyor. Kucaklaşsa kardeşim dediğiyle, bitse ortada ne varsa ve kovsa ilinden, sokağından batılı siyasi misyonerleri her şey çözülecek.

Ama bunu ne o silah satıcısı kelle avcıları istiyor, ne de kardeş kavgası kızıştıkça beslenen asalak, soysuz takım elbiseli teröristler istiyor.

Oyuna geldiğinin farkında olmayan Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’nin kafasızları, size orayı yedirmezler. Bastığınız toprağın altında hali hazırda tespit edilen kırk beş milyar varil petrol, bir o kadar doğalgaz bitmeden sizi, bizi rahat bırakmazlar. Evet ancak bitince rahat bırakırlar, o zaman da yiyecek ekmeğe muhtaç oluruz. Tıpkı Afrikalılara yaptıkları gibi…


Yani kendi topraklarımızda silah sesi olmadan, çiçeklerin içinde güle oynaya Nevruz’u kutlamak mı; yıkıntılar arasında, ölülerimizi gömdüğümüz mezar başlarında Newroz’a ağlamak mı. Tercih yapmak zorunda değiliz. Aklımızı başımıza devşirmeliyiz…

0 yorum:

Yorum Gönder