12 Ekim 2015 Pazartesi

ÖLÜM GELİNCE HUZUR GELİR Mİ?


Oturduğumuz yerden bakınca her an patlama tehlikesi ile yüz yüze olduğumuzu görüyorum artık. Kimbilir en sevdiğimiz simidi alırken bir pastanenin önünde ya da çocuğunuzu salıncakta sallarken bir parkta, patlayabiliriz! Oracıkta yerlere serilmişken üzerimize örterler hayattayken iğretiyle baktığımız bayrakları, flamaları, pankartları….

Ankara’da ölenlerin hepsi miting için mi gelmişti oraya! Trene binmek için gelen ya da inip evine gitmek için kapıdan çıkanlar da ateşin içinde kalmadılar mı? Sadece kalabalığı izleyeyim diyen ve duvar dibine çömelip bir sigara yakan yok muydu ölenlerin arasında? Öldüler! Hepsi Öldüler!... Huzur geldi mi?

Ötesini berisini araştırın artık. Kimin yaptığına dair ufak bir saç teli, kurumuş bir tükrük bulursanız, içimizi ferahlatırsınız öyle mi? Düşündükçe ve konuştukça ölümleri unutuyoruz. Hepimiz acaba kim yapmış derdine düşmüşken, parça parça düşenleri kabulleniyoruz aslında! “Ne işleri varmış orada” diyoruz mesela. Sabah sabah biz gözümüzü oğuşturmadan daha, ellerine demek istediklerini alıp meydana koşanları anlamıyoruz. Ancak ölenlerin sayısı ilgilendiriyor bizi. Ne çok…!

Demokrasiler hep kanlı mı oluyor? Ülkemde demokrasi neden kana doymuyor bir türlü! Tüm gürültüsüyle ağız dolusu saçmalayan arap ülkeleri geliyor mesela aklıma! “Ortadoğu’da canlı bombalar olur, insanlar ölür, biz de Ortadoğu ülkesiyiz” diye ölümleri sıradanlaştıran, basitleştirenlerden midem bulanıyor. Oysa ölüm tüm sıradanlığına karşın, hayatın en büyük olağanı, rutini olmasına karşın böylesini kabullenemiyorum! Bundan sonrakileri de kanıksamış olarak hoş mu göreceğiz yani!

Çocuklarıma nasıl bir ülke bırakmak üzere olduğumuzdan dolayı endişeliyim! Korkuyorum onlar için. Ölümlerin içine doğan bireylerin sadece ölmek ve öldürmek üzerine hayat sürmesi yaralamıyor mu? Gocundurmuyor mu başkentin göbeğinde parça parça cesetlerin savaş görüntüsü silüetleri!

Ve “boom” sesiyle tespihinden bir tane daha attıran “şükürzade” ya da viskisinden bir yudum daha alan koca göbekli “haramzade” çok sevindiniz mi! Okşadınız mı göbeğinizi, sıvazladınız mı sakalınızı. Hiç olmadığı kadar tatmin oldunuz mu bir genç kendini feda ederek öteki gençleri öldürdüğünde! Bu  kaostan kasanıza girecek dolarcıkları, ya da hanenize yazılacak oyları saymaya başladınız mı? Yazıklar olsun sizin insanlığınıza, insafınıza! Ocağınız kurusun, etleriniz dilim dilim doğransın ve ateşlerde dağlansın gözünüz diliniz!

Mesel Türklük, mesele Kürtlük değil! İnsanlık meselesi mesele! Bombanın pimine basan da, bastıran da , o bombaya karşı güvenliği sağlayamayan da, gözlerini karartıp parça parça insan uzuvlarının arasında bölücülük yapan da, madem konuşmaksa niyetin daha toplanmadan polis aracını kırıp döküp parçalayan da ve ölü sayısını tutturmaya çalışırken TV karşısında çekirdeğini çıtlatan da hepimiz az buçuk sorumluyuz ölenlerden!


Bir an önce sakin sakin ötekileşmeden, ayırmadan, bölmeden konuşmaya ihtiyacımız varken, henüz yolu biliyorken üzerine düşeni yapmalısın! Kalkıp yerinden “ben de varım” ve “üzülüyorum bu ülke için” diyebilmeliyiz. Yazık olmadan, geç kalmadan!..
Adana - 12.09.2015

Kör Parmağım Gözüne: Bu sabah sanatçı Levent Kırca da öldü! Bir sanatçı öldü!

0 yorum:

Yorum Gönder