7 Eylül 2015 Pazartesi

BİR TUHAF BAŞ; DEMİRTAŞ


Hakkını vermek lazım, 7 Haziran öncesi durumu iyi idare etti. Barış dedi, halkların kardeşliği dedi, analar ağlamasın dedi, espri yaptı, saz çaldı, türkü söyledi ve 80 milyonun gözünün içine baka baka 6,5 milyon kişiyi büyüledi, kendine oy verdirtti.

Arkasını teröre dayamışken” önündeki Türkiye’ye karşı nasıl kıvırmak gerekirse en iyi şekilde kıvırdı. Bir kere bile “lanet olsun şu teröre” demeden, “barış olsun” diye diye bir “selocan” oldu. Ne zaman ben “Türkiye Partisiyim” diyecek olsa “keleşin dipçiğini” gösterdi  ağabeyleri. Ne zaman gerçekten “iki tarafında” acısını paylaşacak olsa, azarı yedi oturdu.

Bugün Dağlıca’da yaşanan ve son dönemde “devlete” başkaldırmanın en acımasız sonucu için Almanyadaki tüm programını iptal edip “yurda” döndü. Alamanya’larda kimlere neyi savunuyor ve hangi yurda dönüyorsa artık!... Ve sosyal konularda doğal ve sosyal blender  twitter üzerinden açıklama yaptı: “Koşullar ne kadar zor olursa olsun barışta ve kardeşlikte ısrar etmek dışında her yol bizleri insanlığımızdan uzaklaştırır, acılarımızı derinleştirir. Allah hepimize sabır ve akılla davranma dirayeti nasip etsin. Hepimizin başı sağ olsun.

Demirtaş’ın bu sözlerini iki kısma ayırıp eğrisiyle incelemek lazım. Doğrusuyla diyemiyorum, deve misali doğrusu yok çünkü.

Birincisi “koşullar ne kadar zor olursa olsun” diyor. Koşullar, kimin koşulları. Kendilerince özgürlük savaşçısı olarak saydıkları Gerillaların koşulları mı zor acaba. Artık şehirlerde mesaiye gider gibi güpegündüz karakol basmayı göze alan, gece olunca biyerlere çekilip güç toplayan teröristler için koşullar zor mu? Bir de size silahını kapan koşsun savaşsın diyen kim ki koşulları kötüleştirip zorlaştırıyorsunuz. Evinizde otursanız zaten kömür, makarna, pirinç, çocuk başına para, sosyal yardım ayağınıza kadar geliyor. Dövlet yolunuzu da yapıyor, suyunuzu da getiriyor. Anadilinizi de konuşuyor, ticaretinizi de yapıyorsunuz. Hatta katır sırtlarında vergisiz, algısız, net para kazanıyorsunuz. Karışan var mıydı? Koşulları içinden çıkılmaz bir hale getiren sizin P’li örgütleriniz Demirtaş efendi!

İkincisi “barışta ve kardeşlikte ısrar etmek dışında her yol bizleri insanlığımızdan uzaklaştırır, acılarımızı derinleştirir” diyor. Bunca sivil ve asker ölümünün sebebi o çok sevdiğiniz “gerillalarınız” iken, bu kadar çok anayı ağlatmışken hangi barış ve kardeşlikten bahsediyorsunuz acaba! Devlet elbetteki sınırlarını ve o sınırların içindeki asayişi korumak zorundadır. Ve bundan yol kesen, araç yakan, şantiye basan, sağlık görevlilerini kaçıran ve hain tuzaklarla kalleşçe ölüm getiren herkim olursa olsun hak ettiğini bulur.Geçmişte köy basıp masum bebeklerin karınlarına kurşun sıkan zihniyet acaba hangi insanlıktan dem vuruyor herseferinde. Acı zaten yüreklere çöreklenmiş artık, hangi derinleşmeden bahsediyorsunuz acaba.

Demirtaş bu açıklamaları yaparken HDP Kars Milletvekili Şafak Özanlı kendi eliyle hazırladığı erzakları dağdaki kardeşlerine götürürken yakalandı. Muhtemelen yemeklerini de yapıp karınlarını da doyurup, sırtlarını da sıvazladıktan sonra dönecekti. 

Önceki günlerde Tuncelide öldürülen PKK’lıların cesedini yine HDP’li vekil Alican Önlü özene bezene ambulansa kadar taşıdı. Onlara ambulansı hangi zihniyet temin etti, o da ayrı bir ironi. 

Yine Tuncelide dağda öldürülen teröristin tabutunu HDP Van Milletvekili Tuba Hezer ve HDP Başkale Eşbaşkanı Aynur Tarhan, Öcalan resimli paçavralar eşliğinde omuzlarında taşıdı. 

Bütün bunlar Demirtaş “hepimiz kardeşiz” diye türkü söylerken oldu. Senin “şehit cenazelerine katılmıyorlar ama” diye isyan ettiğin kulak arkalarında duruyor. Onlar “kardeşlerinin” cenazelerinde…

Böylece kimin “kardeş” olduğunu da çok iyi öğrenmiş oluyoruz. Demirtaş istediği kadar bu tarafta kıvırmaya çalışsın. Olayların tek anlaşılır yanı, ayrışmanın çoktan tamamlandığı, “barajı geçerlerse” demokratik zenginlik olur inancıyla oy verenlerin büyük yanılgı içine düştüklerinin belirlendiğidir. İstediği kadar “Türkiye Partisi” olmak istediklerini belirtsin Demirtaş, avanesi teröristin yanında gezdiği sürece hiçbir inandırıcılığı olmayacaktır. Onun gayri samimi söylemlerinin altında kan arayan vampirlerin saklandıklarını görmek çok zor olmasa gerek.

Yılanın başının ezilme zamanı çoktan gelmiştir. Ya devlet başa ya kuzgun leşe…

Adana - 07.09.2015

0 yorum:

Yorum Gönder