İnsanoğlunun aciz ve güçsüzlüğünü her seferinde yüzüne vuran semavi dinlerin, yine insanı en çok sakındırdıkları tehlike tul-u emel’dir. Yani hırs, bitmeyen istek, doymayan karın ve bir türlü tatmin edilemeyen azgınlıktır. Doğa ve hayat karşısında bu kadar aciz olan bir varlığın aksine bu kadar gaddar, katilce yaşaması ancak içindeki canavarla açıklanabilir.
Bugünkü
habere göre Amerika PYD ile Kuzey Suriye‘de ortak harekat gerçekleştiriyor
şeklindeydi. Bir kere Amerika’nın kıtalar mesafesindeki bilinmedik topraklarda
askeri operasyona kalkışması, doymak bilmeyen bir azgınlığın göstergesidir. Tüm
terör örgütlerini silah yönünden besleyen, en ücra köşelerde bile karışıklık
çıkartıp sonra daha çok silah satan, en nihayetinde kukla devlet kurdurup ona
da silah pompalayan yine Amerika’dır. Kendi eliyle ortalığı bozan, sonra
düzeltmiş gibi yapan sonra daha çok bozan yine Amerika’dır. Bu sayede kaos ve kargaşadan yararlanıp yer
altı ve yerüstü ne kadar kaynak varsa hepsini sömüren, sömürdükçe iştahlanan ve
bir türlü azgınlığı bitmeyen, dünyaya habire tüketim çılgınlığı pompalayan ve
okyanuslar arasında kendini güvenli ve korunaklı ülke vatandaşı konumunda gören
Amerikalıları mutlu azınlık yaptıran güç bu Büyük Şeytan’ın ta kendisidir.
Geçmişte
bir bahaneyle saldırdığı Afganistan’ın hala düzelmemiş olması, Afrika’da kabile
dönemlerinde görülen savaşların hortlaması ve Ortadoğu’da bitmek bilmeyen güç
dengesi değişikliklerinin sebebi, hep Amerika’nın haltlarıdır. Myanmarda
Budistler tarafından hint okyanusunda ölüme zorlanan, pala ve satırlarla
doğranan Müslümanların, Afrika’nın bambu
çadırlarında açlıktan ölen siyahi bebeklerin, ne sebebi belli, ne sonucu tahmin
edilebilen savaşlar yüzünden milyonlarca insanın evinden yurdundan atılmasının,
göçebe olarak Ortadoğu’dan yollara düşmesinin sebebi de yine Amerika’dır.
Uyuyan ve bütün tepki refleksleri alınmış Arabistan Krallarının, arap
ülkelerinin, çiğnenen Mescid-İ Aksa’nın, Mısır’ın, Suriye’nin, Yemen’in tek
sebebi bu azgın, doymak bilmez, sonu gelmez açlığı yüzünden hiçbir kutsala
saygısı olmayan Büyük Şeytan Amerikadır.
Ancak
ne tuhaftır ki her ülkenin, herkesin bilmesine rağmen yine de bu sorun çıkarıcı
ülkeyle ortak olma, müttefik olma çabası anlaşılır gibi değil. Güya dost olduğu
ülkeyi eninde sonunda kaosun içine atan bu şer odağıyla mücadele etmek yerine sürekli
olarak mübadele havasında olmak hiçbir ülkenin, toplumun, örgütün
lehine değildir. Dün nasıl ki Saddamı ortaya çıkardıysa ve heykeline bile
tahammül edilmez hale getirip darağacına gönderdiyse, Bin Ladin’i besleyip
sonra güya terörist ilan edip, Afganistan’ı cehenneme çevirdiyse bugün güya
anlaşma yapıp ortak ediyor algısı yarattığı Kuzey Irak ve Kuzey Suriye
Kürtlerinin yarın ağzına s*çmayacağını kafasızlar bilmiyorlar mı?
Sınırları
ve nüfusu artmış imparatorlukları ve büyük ülkeleri bölmenin yegane kuralı “milliyet”
düşüncesini kafalarına yerleştirmektir. Amerika bunu yıllardan beri her girdiği
bölgede yapıyor. Bugün Suriyede olan da tam da budur. Herhangi bir sağlam köke
dayandırmadıkları geçmişlerini Amerika sayesinde “milliyet” bulma çabası içine
giren acınası Kürtler acaba yarın yine bu Amerika’nın alacağını tahsil etme
günü geldiğinde ne yapacaklar. Bugün ite kaka peşmergeleriyle, savaş kazandığı
zanneden PYD, Amerika’nın “hep ben veriyorum” biraz da sen ver bakalım” isteğine
ne cavap verecek?
Türkiye
düşmanlığıyla bütün düşmanlarımızla dost olma yarışına giren dağdaki ve
Meclisimizdeki teröristler acaba borçlarını günü geldiğinde ödeyebilecekler mi?
Yoksa bugün Türk Kürt diye ayıran şer odağı, yarın onları da Zaza, Ezidi diye
ayırmayacağını garantisini mi aldılar.
Bütün
P’li grupların yaptığı yanlıştır. Bir vatan ve ülke içerisinde yaşama ve
bölüşme idealini baltalamak için ellerinden geleni yapanlar unutmasın ki batan
gemiden sağ çıkan zor olur ve batan geminin malları ucuz olur. Amerikan asker
ve istihbaratı ile kültürünün girdiği her yerde yozlaşma inanılmaz boyutlara
varır. Bütün o kutsallarımız, namusumuz, şerefimiz, onurumuz bile ayaklar
altına alınır da ruhumuz duymaz.. Bugün elinizdeki maddi değerleri almak için
kapınızı aşındıran köpekler karşısında hem maddiyatınızı hem de maneviyatınızı
kaybetmiş uyuz sokak köpeklerine dönersiniz.
Acınacak
hale gelirsiniz acıdan beslenenlerin elinde de kıçınızı tuta tuta, bir dilim
ekmek için yalvarırsınız sonra!... Demedi demeyin!...
0 yorum:
Yorum Gönder