17 Eylül 2015 Perşembe

ACIDAN BESLENEN ACINASILAR


İnsanoğlunun aciz ve güçsüzlüğünü her seferinde yüzüne vuran semavi dinlerin, yine insanı en çok sakındırdıkları tehlike tul-u emel’dir. Yani hırs, bitmeyen istek, doymayan karın ve bir türlü tatmin edilemeyen azgınlıktır. Doğa ve hayat karşısında bu kadar aciz olan bir varlığın aksine bu kadar gaddar, katilce yaşaması ancak içindeki canavarla açıklanabilir.

Bugünkü habere göre Amerika PYD ile Kuzey Suriye‘de ortak harekat gerçekleştiriyor şeklindeydi. Bir kere Amerika’nın kıtalar mesafesindeki bilinmedik topraklarda askeri operasyona kalkışması, doymak bilmeyen bir azgınlığın göstergesidir. Tüm terör örgütlerini silah yönünden besleyen, en ücra köşelerde bile karışıklık çıkartıp sonra daha çok silah satan, en nihayetinde kukla devlet kurdurup ona da silah pompalayan yine Amerika’dır. Kendi eliyle ortalığı bozan, sonra düzeltmiş gibi yapan sonra daha çok bozan yine Amerika’dır.  Bu sayede kaos ve kargaşadan yararlanıp yer altı ve yerüstü ne kadar kaynak varsa hepsini sömüren, sömürdükçe iştahlanan ve bir türlü azgınlığı bitmeyen, dünyaya habire tüketim çılgınlığı pompalayan ve okyanuslar arasında kendini güvenli ve korunaklı ülke vatandaşı konumunda gören Amerikalıları mutlu azınlık yaptıran güç bu Büyük Şeytan’ın ta kendisidir.

Geçmişte bir bahaneyle saldırdığı Afganistan’ın hala düzelmemiş olması, Afrika’da kabile dönemlerinde görülen savaşların hortlaması ve Ortadoğu’da bitmek bilmeyen güç dengesi değişikliklerinin sebebi, hep Amerika’nın haltlarıdır. Myanmarda Budistler tarafından hint okyanusunda ölüme zorlanan, pala ve satırlarla doğranan Müslümanların,  Afrika’nın bambu çadırlarında açlıktan ölen siyahi bebeklerin, ne sebebi belli, ne sonucu tahmin edilebilen savaşlar yüzünden milyonlarca insanın evinden yurdundan atılmasının, göçebe olarak Ortadoğu’dan yollara düşmesinin sebebi de yine Amerika’dır. Uyuyan ve bütün tepki refleksleri alınmış Arabistan Krallarının, arap ülkelerinin, çiğnenen Mescid-İ Aksa’nın, Mısır’ın, Suriye’nin, Yemen’in tek sebebi bu azgın, doymak bilmez, sonu gelmez açlığı yüzünden hiçbir kutsala saygısı olmayan Büyük Şeytan Amerikadır.

Ancak ne tuhaftır ki her ülkenin, herkesin bilmesine rağmen yine de bu sorun çıkarıcı ülkeyle ortak olma, müttefik olma çabası anlaşılır gibi değil. Güya dost olduğu ülkeyi eninde sonunda kaosun içine atan bu şer odağıyla mücadele etmek yerine sürekli olarak mübadele havasında olmak hiçbir ülkenin, toplumun, örgütün lehine değildir. Dün nasıl ki Saddamı ortaya çıkardıysa ve heykeline bile tahammül edilmez hale getirip darağacına gönderdiyse, Bin Ladin’i besleyip sonra güya terörist ilan edip, Afganistan’ı cehenneme çevirdiyse bugün güya anlaşma yapıp ortak ediyor algısı yarattığı Kuzey Irak ve Kuzey Suriye Kürtlerinin yarın ağzına s*çmayacağını kafasızlar bilmiyorlar mı?

Sınırları ve nüfusu artmış imparatorlukları ve büyük ülkeleri bölmenin yegane kuralı “milliyet” düşüncesini kafalarına yerleştirmektir. Amerika bunu yıllardan beri her girdiği bölgede yapıyor. Bugün Suriyede olan da tam da budur. Herhangi bir sağlam köke dayandırmadıkları geçmişlerini Amerika sayesinde “milliyet” bulma çabası içine giren acınası Kürtler acaba yarın yine bu Amerika’nın alacağını tahsil etme günü geldiğinde ne yapacaklar. Bugün ite kaka peşmergeleriyle, savaş kazandığı zanneden PYD, Amerika’nın “hep ben veriyorum” biraz da sen ver bakalım” isteğine ne cavap verecek?

Türkiye düşmanlığıyla bütün düşmanlarımızla dost olma yarışına giren dağdaki ve Meclisimizdeki teröristler acaba borçlarını günü geldiğinde ödeyebilecekler mi? Yoksa bugün Türk Kürt diye ayıran şer odağı, yarın onları da Zaza, Ezidi diye ayırmayacağını garantisini mi aldılar.

Bütün P’li grupların yaptığı yanlıştır. Bir vatan ve ülke içerisinde yaşama ve bölüşme idealini baltalamak için ellerinden geleni yapanlar unutmasın ki batan gemiden sağ çıkan zor olur ve batan geminin malları ucuz olur. Amerikan asker ve istihbaratı ile kültürünün girdiği her yerde yozlaşma inanılmaz boyutlara varır. Bütün o kutsallarımız, namusumuz, şerefimiz, onurumuz bile ayaklar altına alınır da ruhumuz duymaz.. Bugün elinizdeki maddi değerleri almak için kapınızı aşındıran köpekler karşısında hem maddiyatınızı hem de maneviyatınızı kaybetmiş uyuz sokak köpeklerine dönersiniz.

Acınacak hale gelirsiniz acıdan beslenenlerin elinde de kıçınızı tuta tuta, bir dilim ekmek için yalvarırsınız sonra!... Demedi demeyin!...



17.09.2015 - Adana

0 yorum:

Yorum Gönder