20 Kasım 2015 Cuma

TÜRKMEN DAĞI İÇİN YA RAB!


Böyük devletlerin böyük oyunu,
Yok etmek Türk’ün soyunu.
Çoraplar örülmüş, çuvallar geçirilmiş başıma
Düşünmem, konuşmam, kızmam yasak
Taş kesilmişem gavim gardaş NERDESEN
..”


Tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi “duyan geliyor.” Terörü besleyip büyütenler, şimdi yine terörü bahane edip topunu, tüfeğini, uçağını tankını sürüyor Türkmenler’in üzerine. Türkmen Dağı bölgesinde soydaşlarımız ölüyor.

Esed’in yaptıkları yetmiyor gibi, O’na karşı gelen de vuruyor Türkmenleri, O’nun yanında olan da vuruyor. Yalnızca biz izliyoruz! Hemen dibimizdeki ırkdaşlarımıza el uzatmadan sadece izliyoruz ölümlerini.

Kimin kimle savaştığı da belli değil. Kimin kimi desteklediğinin beli olmadığı gibi. Rus savaş uçaklarının son bombardımanlarıyla Türkmen Dağı bölgesinde seksen bin Bayır Bucak Türkmen’in yaşamı tehlikede!. Bir kere daha yerlerinden yurtlarından ediliyorlar. Ölümden korkmayan ırkın torunları ölümü kucaklarında taşıyorlar artık. Her an silah sesi kulaklarında, her an uçak tepelerinde.

Aynen birinci dünya savaşında olduğu gibi yedi düvelin toplandığı kan ve göz yaşı meydanı oldu Suriye’nin kuzeyi. IŞID’i mazaret gösteren gidip vuruyor. Ama IŞID’i değil. Göderiyor füzeyi, bombayı kime isabet ettiğini kendisi de bilmiyor. Görünürde herkes huzur için savaşıyor ama her gelen ülke, her gelen örgüt daha çok kan ve gözyaşı getiriyor. Olan yine masumlara, yine çaresizlere oluyor. Pire için yorgan yanmaya devam ediyor yani.

Al Jazeera Türk muhabiri Yılmaz Bilgen, "Şii-Rus-Nusayri çeteler, Türkmen Dağı'nda civanları katlediyor. Oturup izleyin, istifinizi bozmadan. Esed'in şebbihalarının kirleteceği namusların mesulu kim olacak?" diye feryât ediyordu dün.

Sahi kim olacak ölen çocukların, kirletilen namusların ve karartılan hayatların sorumlusu. “Saraylarında oturan krallar mı?”. Savaş oyunu oynar gibi silahlarına sarılan çeteler mi, örgütler mi, teröristler mi? Yoksa yarı çıplak şovlarla sürdürülen evlilik programı müdavimi, kimin kiminle düşüp kalktığı belli olmayan  dizi bağımlısı bizler mi? Sen de sorumlusun Türkmen Dağı’nda öldürülen ırkından, soyundan, kanından kardeşinin ölümünden! Ben de!

“Fırat’ın kenarında sürüden bir koyun kaybolsa o benim hatamdır, günahı benimdir” diyen Ömer adaletini getirecek olanların hepsinin gafletle hala uykuda olması ne tuhaf! Oysa hepimiz akşamı nasıl daha güzel geçiririz diye düşünürken, daha çok nasıl yeme derdine düşmüşken nasıl olurda oradakilerin acısını hissedebiliriz. Bugün yardım etmezsek kardeşlerimize, yiyeceklerini temin etmezsek, karşı koyacak güç için silah vermezsek yarın Allah göstermesin aynı duruma düşersek kimden yardım bekleyeceğiz.

Vatan sadece misak-ı millinin içinde kalan yer değil ki! Vatan kendi ırkından bir kişi bile yaşasa Amerika’dır, Afrika’dır, Asya’dır, Kutuplardır. O’nun derdiyle dertlenmeyen de kardeş falan değildir. Hele aynı dinin mensubu olduğunu söyleyip de saraylarından kafalarını çıkarmayan, Amerika da Fransa da otel kapatan Suud krallarının Müslümanlığına falan da kimse inandıramaz bizi.

İyi ki hesap günü var! Yoksa nasıl hesap sorulacak zalimin zulmünden!

O zaman mübarek gün Cumadır bugün. Duaların kabul olduğu gündür bugün. En azından “Kahhar ism-i şerifinle bunları kahreyle” deyiverin de, İbrahim'e su taşıyan topal karınca misali sorumluluktan kurtulun!



0 yorum:

Yorum Gönder