Bir televizyon
kanalının bir günlük yayın akışı:
Sabah
kayıp bulmaca, ayrılanları kavuşturmaca, küsenleri barıştırmaca…
Bu
sırada bol bol kavga, bol bol hakaret, aşağılama. Ölmeden öldürmece, ölüyü
diriltmece, heyecan arttırmaca…
Öğlen, yemek yapmaca, yeni lezzetler denemece, bulunmayacak şeyleri gramı gramına tartmaca,
bunlara ancak bakarsın sen fakir demece, en iyisi akşama sen git makarna pişir
demece…
Reklam kuşaklarını ağzı açık izlemece...
Akşama
eş bulmaca, kavun karpuz seçer gibi erkek ve kadın seçmece. Hiçbirini
beğenmemece. Burnunu havalandırmaca, g.tünü kaldırmaca, herkese tepeden
bakmaca, iki gün el ele gezmece, artık ne yaptıkları bilinmese de ayrılıp
olmadı demece, hakaret üstüne hakaret edip başka “kavun karpuz” koklamaya
başlamaca…
Reklam kuşaklarını ağzı açık izlemece...
Akşam
kahraman asker haberi vermece, nasıl güzel ölüyorlar demece, bayraklı tabutları
gösterip bebeklere zum yapıp herkesi ağlatmaca, sonra atlayan zıplayan, gülen,
güldüren, yemek yapan, kravat takıp takım elbise giyen kedi köpek göstermece,
tavşanın k.çına şapkayı sokmaca…
Reklam kuşaklarını ağzı açık izlemece...
Gece
aldatan kadın, erkeklerle, aile nasıl dağılır dizileriyle entrika çevirmece,
koca koca plazalarda, son model arabalarla, belde tabanca elde tesbih
mafyalaşma, genç erkeklerin kanını kaynatmaca, genç kızları soydukça soymaca…
Reklam kuşaklarını ağzı açık izlemece...
İstiklal marşı ve kapanış! (eskiden öyleydi, televizyonumuz bile marşla açılır marşla kapanırdı.) Uykun mu geldi...Kaç saattir uyumuyor muydun zaten?
Ama,
Bir
günde dokuz şehit, olaylar başladığından beri 300’e yakın şehit. İki ayda zor
temizlenen bir ilçe, ama diğerlerinde palazlanmalar, çıkmaya başlayan yeni
olaylar. Burnumuzu sınırımızdan dışarı uzatamamak, ama habire mülteci karşılamak,
çadır kurmak…
Uyu
uyuyabilirsen…
0 yorum:
Yorum Gönder