Bunu ben de bilmiyorum. Seninle neden zaman kaybettiğimi…
Açıklayamadığım nedenler yüzünden zamanın avuçlarımdan kayıp gittiğini
hissediyorum. Yanlış olduğunu ve benim bunda ısrar ettiğimi biliyorum ama yine
de seninle zaman öldürmeye devam ediyorum. Gereksiz hem de çok gereksiz
olduğunu bile bile senin o saçma sapan siyaset çıkarımlarını sanki çok ilgimi
çekiyormuş gibi yaparak dinliyorum. Oysa kafam başka yerlerde. Kulağıma çalınan
laflarından sadece konuyu yakalamak adına seçtiğim kelimeleri duyuyorum. Sana kafa
salladığımda anlıyormuşum gibi huşa gelip iyice saçmalamana niye katlanıyorum
bilmiyorum
Sadece siyaset değil ki canım, bahsettiğin her konu, görgü ve konuşma
adabından yoksun cümlelerinle aşk, sevgi, geçim derdi, çoluk çocuk sıkıntısı…
her şey ama her şey tam bir deli zırvası. Yüz kelimelik hazinenle tarih yazmaya
çalışıyorsun ama senden çıkacak ancak kırık çanak çömlek. Bana bile on kere
anlattığın uydurma hikayelerini herkese nasıl da iştahla anlatıyorsun. Nükteden,
zarafetten yoksun fıkralarına her seferinde nasıl da dinleyici buluyorsun
şaşmamak elde değil. Ben çok sıkıldım artık…
Özgün ve yeni bir hikayen varsa anlat! Dinlemek için kulaklarımı nasıl da
açıyorum bak! Ama beni abuk sabuk ve tekrar tekrar aynı laflarınla meşgul etme!
Okuyacak çok kitabım var benim, izlenecek çok filmim… düşünecek az zamanım var
oysa …. Zayi etme!
Sana karşı zaafım sen ve senin gibilere karşı hep aynı. Her seferinde beni
bulmayı nasıl beceriyorsunuz. Oysa ben sizden kaçmak için çırpınıp duruyorum. Neden
hep karşıma çıkıp duruyorsunuz.
Bir koyun sürüsüne çoban olsam sanırım bundan iyi olacak.
Hadi burda benimle sen de zaman kaybedip durma! Bak az ilerde senin gibiler
var onlar sana atar sen onlara atarsın. Artık kim neyi tutarsa.. Kimi
kerevetine çıkar, kimi kereviz sapına…
Bi git artık nolur… harcama benim zamanımı… kitap okuyacağım ben…