19 Temmuz 2017 Çarşamba

ADAM DEMEK AYRIMCILIK DEĞİLDİR

O ne kadar eğreti duruyor, ne kadar yakışıksız bi söylem…

Son dönemde aklımız, fkrimiz, gözümüz, kulağımız iki bacak arasında olduğu için “adam” lafını artık sadece erkek olarak algılıyoruz. Rüşvet, ahlaksızlık, yolsuzluktan temizlenmediğimiz sürece de öyle algılamaya devam edeceğiz.

İş insanı” diyorlar mesela ya da “bilim insanı”, o ne kadar saçma bir yakıştırma öyle. Dilde eğreti, söylemde eğreti, düşüncede eğreti… haliyle eğreti durduğu için içi de dolmuyor bir türlü. Ne kavram olarak dolu duruyor ne de uygulamada dolu duruyor.

Dalkavukluk parayla mı mirim! Asıl bilim yapan insanların, çalışan, üreten, başarıları adlarının önüne geçmiş insanların diğer acizlerin kendilerine ne şekilde seslendikleri umurlarında değil. Onlar kafalarını işlerine gömüp ha bire çalışmakla meşguller. Ancak kraldan çok kralcı olan dalkavuklar onların yerine boş teneke olmayı kendilerine marifet sayıyorlar.

Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde “adam” kelimesi ilk manasıyla, daha birinci sırada “insan” olarak anlamlandırılmış. Ya da hayran kaldığımız, hepimizin öğrenmek için can attığımız, milli eğitim müfredatında ufacık bebelere öğretilecek diye yönetmeliklere girmiş İngilizcede “businessman” deyince ya da “man of science” deyince insanlıktan çıkılmış mı oluyor.

Oysa “adam” kavramı ecdad yadigari bir kelimedir. Ecdadımızın insanlığını, edebini, çalışma azmini, elin namusuna ırzına, malına mülküne, çoluğuna çocuğuna göz dikmemeyi anlatan dolu dolu bir kelimedir. Adam olmayı öğrenmek çocuklara verilen en büyük değerdir. Adam olsunlar ki şimdilerde olduğu gibi adam olamadan makam sahibi olanların yaptığı gibi ar namus düşmanı arsız yolsuz insanlar olmasınlar. Helal bir hayat sürüp işinde gücünde olsunlar, alın terini en büyük ganimet bilsinler. Ki o alın terinin erkeğin alnından akmasıyla kadının alnından akması arasında ne fark vardır. Yeter ki adam olsunlar yani. Şimdi kendimize dert edinip de “bu bir cinsel ayrımcılıktır” demenin kime ne faydası vardır.

Öte yandan kadını hayatta kullanıma hazır bir obje olarak gören aklı kıtlara karşı bu savunma mekanizması hiç de caydırıcı değil bence. Başarılarıyla bir konuma gelen kadın esebilecek tüm sert rüzgarlara karşı dayanıklıdır. Oysa dişiliğini kullanarak sığıntı olan kadının verilen rolü oynamaktan başka çaresi yoktur. Eninde sonunda da silinip gitmesi müstehaktır. Eee kendini değersiz bir rolü oynamaya adamış bir kadın ile o rolü oynamasından hayvani zevk alan makamperestlerin insan olması kaç yazar. Bunlara adam denmesi, insan denmesi kaç okka eder.

Hani meşhur hikayedir; babası oğluna “ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim” demesi sanırım konunun göbeğine oturacak bir nüktedir.

Dün akşam dokuz yaşındaki kızımla İngilizce çalışırken “scientist” kelimesinin anlamını “bilim adamı”  diye tercüme edince, kızım “bilim insanı diyeceksin neden ayrımcılık yapıyorsun” diye gayet ciddi çıkışınca düşünmek zorunda kaldım…

Adamlığı anlatacaktım ama yaşatarak öğretmeye karar verdim…