“İsteyemem ki… ayıp olur!”
Ermenek kurbanlarından yüzme bilmeyen Tezcan’ın anası ayrı ağlatıyor adamı, babası ayrı ağlatıyor.
Hatırlarsınız “oğlum yüzme bilmez ki” derken annesi, “şimdi gitti mi bizim oğlan” diyordu babası. O zaman da ağlattılar.
Şimdi tüm ülke babasının ayağındakine bakıp, ağlaşıyoruz. Kimimiz bunu bile reklam etmeye çalışırken…
Oysa bu ülkenin kaymakamlıklarına bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları var. O vakıfların oturmaması lazım. Nerde “ayakkabısı yırtık” bir adam varsa bulup, “gel amca” diyebilmesi lazım. O vakıfların müdürlerinin ilçesindeki hanelere ne kadar “mayış” giriyor, haricen para geliyor mu, ev de eşyası, malı mülkü var mı bilmesi lazım.
Ancak böyle facialar da birkaç günlüğüne hatırlamakla adam mı oluyoruz.
Ölen öldükten sonra, geride kalanlara yardım yığmakla her sorumluluğumuzdan kurtulmuş mu oluyoruz…
Gencecik Tezcan’ı o denetimsiz, göçeceği, su altında kalması kesin, madene sokan neydi acaba. Günlük yevmiyesi 50TL bile olmayan Tezcan’ın ölümünden sonra TV’lerde babasının yırtık ayakkabılı görüntülerini izleyen, bırak TV’leri onunla yan yana saf tutup Tezcan’ın son namazını kılan Ermenek’in mülki amirleri, zenginleri, Bakanlar, özellikle Çalışma Bakanı, özellikle Enerji Bakanı, özellikle Başbakan ve dahi özellikle Cumhurbaşkanı başını koyunca yastığa rahat uyuyabiliyor mu...?
Şimdi artık Tezcan’ın babası Recep amcaya dünya dolusu yardım etseniz ne olur. Evini yenileseniz, üst baş alsanız, çift çift ayakkabı getirseniz ne olur. Onların oğulları öldü. Yaptıklarınız, acıyı hafifletir mi?..
Daha Tezcan gibi iş bulamayıp, yok pahasına canını ortaya koyarak çalışan nice genç var bu ülkede, daha Tezcan’ın babası gibi, yırtık ayakkabılarıyla yaşamaya çalışan, ama istemeyen yine de, yük olmayan kimseye, utanan, utandıkça gururlanan nice amcalar var…
Ne ayakkabıyla adam olunuyor oysa, ne de kutusuyla!..
Ne yıkık dökük virane de yaşamak yetiyor insana, ne de saraylarda oturmak kurtarıyor insanı…
Eninde sonunda bir kalıp sabunla yıkanıp, sarıldın mı iki arşın beze, doğru çukura… Tezcan gibiler bekliyor efendiler sizi öbür tarafta.
Ve daha siz bitmez tükenmez iştahınızla silip süpürürken her şeyi, Tezcan’ın babası gibilerin de rızkı bitip bu dünyada, geçiyor öbür tarafa, sizi beklemeye…
Ne bu tarafta seveniniz olacak sizin, ne öbür tarafta… Ne malınız kurtaracak sizi, ne de dilde kalan dualarınız…. Yanacaksınız…
Ahmet SAVAŞ/21.11.2014-Adana
Kör Parmağım Gözüne: Belki bunu da okursunuz... "Yüzme Bilmeyenler"
Ahmet SAVAŞ/21.11.2014-Adana
Kör Parmağım Gözüne: Belki bunu da okursunuz... "Yüzme Bilmeyenler"