İnternet günümüzde bilgiye ulaşmamızı kolaylaştıracak en önemli araçlardan biri ve yediden yetmişe, her yaştan birçok insanın günlük hayatında kullandığı ve bunun paralelinde etkilendiği bir araç. Bu yazımızda genel olarak internetten değil de chat de denilen sanal sohbetlerden bahsetmeye çalışacağız. İnternet ortamında karşılıklı konuşmaya chatleşme deniyor. Böyle bir sohbet mahremlerin (birbirleriyle evlenmeleri caiz olmayan karşı cinsten kişilerin) ve namahremlerin (birbirleriyle evlenmeleri caiz olan karşı cinsten kişilerin) durumuna göre hükümler ihtiva etmektedir. Kişinin msn, facebook vs. gibi sanal ortamlarda anne, baba, hala, teyze, amca, dayı gibi mahremleriyle görüşüp sohbet etmesinde dinimize göre bir problem bulunmamaktadır. Ancak dinen birbirlerine yabancı hükmünde olan iki karşı cinsin, sanal da olsa karşılıklı görüşüp konuşmalarında, hem dinen hem de toplumsal bazı sakıncaların olduğunu söylemek mümkündür.
Dinimiz haramı yasakladığı gibi kişiyi harama götüren veya götürmesi muhtemel olan şeyleri de yasak kapsamına almıştır. Birbirine yabancı iki cinsin sanal ortamda havadan sudan sohbet ederek vakit geçirmesinde de bu hükmü ve hikmeti görmek mümkündür. Bazı kişiler sanal ortamlarda yapılan sohbetin sadece yazıdan ibaret olduğu ve kendilerinin dine aykırı şeyler konuşmadıklarını ifade etmektedirler. Evet, bir kişinin iş yeri yazışmaları, evrak takibi gibi yazışmaları makuldür. Ancak bizim kastettiğimiz bunun dışındaki özel sohbetlerdir.
KİŞİ YAZDIKLARIYLA DA MÜKELLEFTİR
Dinimize göre kişiye sorumluluk yükleyen işler sadece ondan sadır olan fiili ve sözlü hareket ve davranışlar değildir. Yani bir kişinin, “Ben internette sadece yazışıyorum” diyerek kendini savunması, yaptığı şeyin dinen hiçbir sakıncası olmadığını göstermez. Zira dinimize göre bir kişi yazdıklarıyla da mükelleftir. Nitekim daha önceki yazılarımızda, bir kişinin mektupla veya mesaj yoluyla yaptığı boşamanın da geçerli olduğunu söylemiştik. Çünkü yazı da insanın niyetini ve maksadını ortaya koymakla onun lehinde veya aleyhinde hüküm verilebilmesi için kafidir.
İNTERNETTE TEBERRÜC
Dinimiz bir hanımın yabancı bir erkeğe karşı teberrücünü yasaklar. Teberrüc çekici görünmektir. Bu gerek konuşmayla, gerek giyimle, gerek tavırla, gerek yazıyla olsun fark etmez; bunların hepsi teberrüc dahilindedir. Buna bir de ilgi çekici tavır ve davranışlar eklendiği zaman, yapıldığı yer, zaman ve metot fark etmeksizin hem kendisini hem de karşı cinsi etkiler. Biz bununla sanal ortamlarda, bir erkek ve kadının birbirleriyle yaptığı zorunlu olmayan yazışmaların sakıncasını kastediyoruz. Evet, ekran karşısında insan tek başınadır. Onun yazdıklarını denetleyecek, ifadelerine ayar getirecek nefsinden başkası da değildir. Ancak nefsi dizginlemek gerçekten çok zordur. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) bile bir duasında şöyle demiştir: “Allahım! Gözümü açıp kapayıncaya kadar bile beni nefsimle baş başa bırakma” (Hakim).
İNTERNETTE HALVET
Dinen birbirlerine yabancı olan bir erkek ile kadının bir yerde baş başa kalmaları İslam hukukuna göre halvet terimiyle ifade edilir. Hadislerde aralarında nikah bağı veya devamlı evlenme engeli olmayan kişilerin baş başa kalmaları yasaklanmıştır. Bir hadiste, Efendimiz (s.a.v) “Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla yalnız kalmasın; çünkü böyle bir durumda üçüncüleri şeytandır” (Müslim) buyurmuştur. Ekran başında yapılan sanal sohbetlerin de buna benzediğini ve gerçek halvete götürme yolunda bir vasıta olduğunu söyleyebiliriz.
Sanal ortamda dinen birbirlerine yabancı sayılan kişilerin yaptığı sohbetlerin daha sonraları samimi birlikteliklere ve ardından hiç de hoş olmayan neticelere kadar götürdüğünü okumuş ya da televizyondan seyretmişizdir. Asrımızda bu tür hadiselerin aileleri nasıl parçaladığını görmek mümkün. Bir anlık masumane niyetler, sonrasında kişiyi hiç ummadığı mecralara sürüklemektedir. Evet, insanın yaptığı en büyük hatalardan biri de cahil olduğunun yani hata ettiğinin farkında olmaması veya yaptığı işin hata olduğunu kabullenmemesidir. O kendisinin daima doğru yolda olduğun zanneder.
SOHBETÇİLERİN BAHANESİ
İnternet üzerinden tanımadığı karşı cinsle sohbet edenlerin bazıları “Dini konular hakkında konuşuyoruz” yahut “Karşımdaki kişiye dini/tasavvufu/büyüklerimizi anlatıyorum” gibi komik bahaneler de üretebiliyor. Oysa bu bahane genel olarak vicdan rahatlatma ya da yanlışına kılıf bulmaktan başka bir şey değil. Zira çalınan mal ile sadaka olmayacağı gibi, dinin yasakladığı alanlara girerek din tebliğ edilmez.
SUİZANA SEBEBİYET VERMEYİN!
Sanal ortam sohbetleri, mutlu mesut yaşayan nice ailelerin harap olmasına neden olmuştur. Sanal sohbetler sebebiyle eşinin yüzünü göremeyen, bu nedenle ruhi dengesi bozulan nice aile bireyleri vardır. Bu durumdan ders çıkaran kadın veya erkek aile bireyleri, kendileri bu işlerden uzak durmak istedikleri gibi eşlerinin de uzak durmasını isterler. Kim ailesinin dağılmasını ister ki! Bu sebeple kişi her ne kadar kendi kanaatince sadece sohbet ediyor ya da iş yeri arkadaşlarıyla görüşüyor olsa da, bu tür görüşmeleri mesai saatlerine bırakmalı, evdeki vaktini ailesine, eşine harcamalıdır. Böylelikle eşinin kendisi hakkında suizanda bulunmasına da sebebiyet vermemiş olur. Suizanda bulunmak ne kadar kötü ise, kendisini suizanda bırakacak hareketlerde bulunmak da bir o kadar kötüdür.
Sonuç olarak her müslüman, yüce Allah’ın emir ve yasaklarını çiğnemesine basamak teşkil edecek, hataları davet edici davranış ve ilişkilerden kendini korumasının kulluk görevi olduğunu unutmamalıdır.
helalhayat.com 'dan alıntı...
0 yorum:
Yorum Gönder